Etiketler

, , , ,


Gün geçmiyor ki ülkemizde gündem değişmesin. Her gün gazete haberleri, haber kanalları, ajanslar binlerce haber geçiyor kayda. Bunların bazıları önemli bazıları ise gerçekten magazin haberlerini mumla aratan cinsten değersiz haberlerdir. Habercilik nasıl yapılır, ne olmalıdır gibi bir bilgeliğe girmeyeceğim zira bu konuda yetersiz olduğum aşikar ancak neyin doğru olabileceği konusunda bir kaç fikre sahibim. Mesela iki seneden beri gündemde ve bence önemli olan bir anayasa çalışması var ki seçim konuşmalarının bir numaralı vaatleri arasında yerini almış, ülkenin öncelikli halletmesi gereken problemlerin başında gelir. Ama şartlar bir türlü olgunlaşamadığından sürekli gündem değiştiğinden, bu işe yeterince odaklanılmamaktadır. Tam bir çalışma ortamı sağlanacağı zaman bir bakıyorsunuz ki bambaşka bir olayı kucağınızda bulabiliyorsunuz . Sonra ülkenin en önemli meselesi hoop rafa kalkmış. Tıpkı bundan yıllar evvel türban olayında olduğu gibi yine yıllar evvel insanların etnik kökenini, mezheplerini kullandıkları gibi rant haline getirecekleri zamanı beklemektedirler belkide. Olaylara siyaset gözlüğünü çıkarıp, sosyal devlet anlayışı ile bakacakları günü sabırsızlıkla beklemekteyim. Zira Cumhuriyet tarihi boyunca temsili demokrasinin ve halk iradesinin bir mecliste bu kadar yansıdığını hatırlamıyorum. Bu hem meclis adına hem de bizler adına büyük bir avantaj tabi kullanabilirsek.

Evet anayasa çalışmaları diyorduk. Geçmişimizle duruşma salonlarına çıktığımız bu günlerde gerek 28 Şubat mağdurları gerek 12 Eylül askeri darbe mağdurları görüntüye bakılırsa çokta memnun değiller, olmamalıdır da. Zira 21.yy.’a girdiğimiz bu günlerde hala 1982 darbe anayasasını kullanmaktayız. Düşünün ki Evren Paşa’yı bile kendi yaptığı anayasa ile yargılayacaksınız. Gerçekten akla hayale gelen en büyük paradokslara bile taş çıkarır cinsten değil mi? Zaman ilerliyor, ihtiyaçlar değişiyor, devir değişiyor dolayısıyla değişmeyen tek bişey var anayasamız. Bizler bugün tarihimizle yüzleşme cesareti gösterebiliyorsak, aynı cesareti anayasa değişikliğinde de göstermeliyiz. Tüm partiler istisnasız, yine büyük sivil toplum kuruluşlarınında görüşleri alınarak modern bir anayasa yapmalıdır.Kuru lafta kalmamalıdır bu söylemler. Aksi halde bu yargılamalar sembolik bir tavırdan öteye geçemez. Bir ülkenin meclisteki vekilleri dahi ortak bir anayasa yapımında bir araya gelemeyecekse başka ne zaman bu konsensus sağlanır? Vekil maaşlarında mı? Spor ve şike soruşturmasında derin devletin uyanmasından korktukları anda mı birleşir bu fikirler? Yani illa sosyal faydadan yoksun mu olmalı çıkan kararlar ki görüş birliği olsun. Bir kere de faydalı bir iş için birleşsin tüm düşünceler, aksiyonlar. Çok mu şey istiyorum? Bakıyorum henüz yirmisinde ki genç öğrenciler; anayasa çalıştayları yapıyor, il il dolanıyorlar, hallerini anlatıyorlar. “Nasıl bir anayasa yapılmalı?” sorusunu tartışıyorlar. İhtiyaçları, gereksinimleri nedir bu toplumun bunları analiz ediyorlar. Lakin işin bitirici kanadı olan siyasi kesimden sembolik destek dışında bir şey yok maalesef.

Onlara güvenmiş, görev vermiş, meclise yerleştirmiş halkına en büyük hediye olan anayasa paketi acaba ne zaman hazır olacaktır? Sıradaki seçimleri mi beklemeliyiz acaba ya da tren çoktan geçmiş midir? Seçim meydanlarında yeni anayasa sözü verenlere hatırlatma olsun.Takipteyiz.

Hakan Gökhan Salman.